Miselyum Giysilerle Sürdürülebilir Moda Devrimi

miselyum giysiler 1

Miselyum giysiler, hem doğa dostu hem de estetik açıdan çarpıcı bir tasarım anlayışının ürünü. Londralı moda tasarımcısı Helena Elston, mantar köklerinden oluşan miselyumları tekstil atıklarıyla birleştirerek çığır açıcı bir koleksiyon ortaya koydu. “FI (Fungal Integrated)” adını verdiği bu projede; eski kahve çuvallarından dikişsiz elbiselere, lacivert takımlardan toprak tonlarında ceketlere kadar birçok parça, mantar dokusuyla yeniden hayat buluyor.

Bu giysilerin en dikkat çeken yönü ise ömürlerini tamamladıklarında kompost haline gelerek doğaya geri dönebilmeleri. Elston’ın stüdyosunda altı haftalık özel bir yetiştirme sürecinde miselyum ile büyüyen giysiler, hasat edildikten sonra kurutuluyor ve giyilebilir hale geliyor. Üstelik bu sistem, giydiğiniz kıyafetin bir gün doğrudan arka bahçenizde çözünerek toprağa karışmasını mümkün kılıyor.

WhatsApp Image 2025 06 26 at 14.00.38

Miselyum Giysiler Nasıl Üretiliyor?

Helena Elston’un koleksiyonunda kullanılan malzemeler, Londra’daki atık tekstil ürünlerinden ve doğal dokulardan seçiliyor. Bu atıklar özel kaplarda belirli sıcaklık, nem ve karanlıkta miselyum ile birlikte büyütülüyor. Bu süreç yaklaşık 6 hafta sürüyor. Miselyum, lifli yapısıyla kumaşları sarıyor ve onları hem organik hem de dayanıklı bir formda yeniden şekillendiriyor.

  • Besin Ortamı: Elston, özel patent sürecinde olduğu için detayları paylaşmasa da üretim sürecinin temelinde miselyumun beslenip çoğalabileceği doğal bir ortam yaratmak yer alıyor.

  • Büyüme Süreci: Giysi kalıpları, bu ortamda şekilleniyor. Miselyum kumaşın çevresinde gelişiyor ve onu hem estetik hem de biyolojik açıdan dönüştürüyor.

  • Kuruma ve Sabitleme: Altı haftalık süreç sonunda giysiler topraktan çıkarılıp kurutuluyor. Kuruma, mantarın büyümesini durduruyor ve ürünü stabil hale getiriyor.

Bu sayede miselyum giysiler, ne doğaya zarar veriyor ne de doğada çözünmesi yüzyıllar süren plastik içerikler barındırıyor.

Doğaya Dönüş: Miselyum Giysiler Nasıl Yok Oluyor?

WhatsApp Image 2025 06 26 at 14.01.36

Miselyumla üretilen giysiler, ömürlerini tamamladıklarında doğada kolayca çözünebiliyor. Elston’a göre, giysilerin çözünme süresi içerdiği doğal malzemeye göre değişiyor. Saf pamuk, keten ya da doğal dokumalar iki ila altı ay gibi kısa bir sürede toprağa karışabiliyor.

  • Kompost Edilebilir: Bu giysiler, evsel atıklarla birlikte kompost haline getirilebilir.

  • Toprağa Gömülebilir: Dilerseniz eskiyen bir elbiseyi arka bahçenize gömerek doğal döngüye katabilirsiniz.

  • Zehirli Kalıntı Bırakmaz: Miselyum doğal olduğu için geride hiçbir toksik iz bırakmaz, hatta toprağı besleyebilir.

Bu özellikler, moda endüstrisinin “hızlı tüketim – uzun kalıntı” kısır döngüsüne karşı güçlü bir alternatif sunuyor.

Sürdürülebilir Moda ve Elston’un Ekolojik Vizyonu

WhatsApp Image 2025 06 26 at 14.01.03

Helena Elston’un çalışmaları, sadece malzeme kullanımında değil, moda anlayışında da bir dönüşümü temsil ediyor. Giysileri, yalnızca giyilmek için değil; doğayla uyumlu olmak, ekosisteme zarar vermemek ve yaşam döngüsünü tamamlamak için tasarlanıyor.

Elston’un tasarım vizyonu:

  • Tasarımın estetik kadar etik de olması gerektiği inancı.

  • Tüketiciye, modanın sonunda ne olacağına dair sorumluluk yükleyen bir anlayış.

  • Doğaya zarar vermeden, doğadan ilham alan üretim süreçleri.

Elston’ın giysileri, 2023 Londra Tasarım Festivali’nde sergilenerek hem moda dünyasında hem de sürdürülebilirlik alanında büyük ilgi gördü. Tasarımcı, bu koleksiyonla hem döngüsel ekonomiye katkı sağlıyor hem de “moda geleceği toprağa karışmalı mı?” sorusunu gündeme taşıyor.

Giysilerin Doğaya Geri Dönüşü Artık Hayal Değil

miselyum giysiler
miselyum giysiler

Miselyum giysiler, giysi atıklarının toprağa karışarak doğayı zenginleştirebileceği yepyeni bir çağın habercisi. Helena Elston’un yenilikçi yaklaşımı, sürdürülebilir modanın yalnızca geri dönüştürmekle sınırlı olmadığını; doğanın döngüsünü anlamak ve ona katkı sunmakla mümkün olacağını gösteriyor.

Yakın gelecekte gardırobumuzdaki giysiler, yalnızca şıklık ve rahatlıkla değil, çözünüp toprağa karışabilirlik oranlarıyla da değerlendirilecek gibi görünüyor.

Benzer içerikler için tıklayın.

Önceki Yazı

Starbucks Türkiye’den “Senin Starbucks” Dijital Reklam Serisi

Sonraki Yazı

Yoksulluk Riski Zirvede: Türkiye, AB Ülkeleri Arasında İlk Sırada