Karne günü, sadece öğrencilerin değil, onların ailelerinin de heyecanla beklediği özel bir gün. Ama bu yıl, Eti’nin yaptığı sürpriz sayesinde sevinç, ofislerden evlere taşındı! Şirket, satış ekiplerinde görevli çalışanlarının çocuklarına özel olarak hazırladığı sürpriz kutularla, başarıyı sadece okul sıralarında değil, aile ortamında da kutladı.
Sarı kutuların içindeki çikolatalar bir yana, kutunun üzerindeki içten mesaj herkesin kalbine dokundu:
“Uzun bir maratonun sonunda heyecanla beklediğin ‘Karne Günü’nde ilk tebrik bizden. Ailen ve bizler seninle gurur duyuyor, başarılar diliyoruz.”
Bu tatlı jest, Eti’nin yalnızca ürünleriyle değil, kurumsal değerleriyle de insanlara nasıl dokunduğunu bir kez daha gösterdi. Çalışanların çocuklarına yapılan bu küçük ama anlamlı sürpriz, şirketin insana verdiği değerin güçlü bir simgesi oldu.
Çikolata Kutusundan Fazlası: Sevgiyle Hazırlanmış Bir Mesaj
Eti’nin sarı kutuları, sadece birkaç çikolatadan ibaret değildi. Bu kutular, uzun bir okul yılını başarıyla tamamlayan çocuklara yönelik bir takdir ve sevgi göstergesiydi. Üstelik bunu onların anne ya da babasının iş yerinden gelen bir destekle yapmak, jestin anlamını daha da büyüttü.
Çocuklar için bu tarz bir sürpriz:
-
Başarı hissini pekiştiriyor.
Okulda verilen notların dışında da değerli hissediyorlar. -
Aile bağlarını güçlendiriyor.
Anne veya babalarının iş yerinden gelen destek, aile içindeki gurur anını büyütüyor. -
Çocuklara unutulmaz bir anı bırakıyor.
O kutular, yıllar sonra bile “babamın iş yeri bana karne hediyesi göndermişti” diye anlatılacak bir anı haline geliyor.
Bu tür sürprizler, kurumsal dünyada nadiren rastlanan duygusal yaklaşımların ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatıyor.
Karne Günü Kutlamasıyla Kurumsal İletişimde Fark Yarattı
Eti’nin bu uygulaması, sadece çocukları sevindirmekle kalmıyor; çalışanların şirkete olan bağlılığını da pekiştiriyor. Çünkü bir çalışan için en değerli varlık çocuğudur. Şirketin, çalışanının ailesine değer verdiğini göstermesi, çalışan sadakati ve motivasyonunu doğrudan etkileyen bir faktör.
Kurumsal dünyada bunun gibi içten jestler:
-
Şirket içi aidiyeti artırıyor.
Çalışanlar, “Benim aileme değer veren bir yerde çalışıyorum.” diyebiliyor. -
İş-özel hayat dengesini destekliyor.
Şirketin özel hayatı da önemsemesi, çalışanların psikolojik iyi oluşuna katkı sağlıyor. -
İletişim kültürünü güçlendiriyor.
Hiyerarşiden bağımsız bir sıcaklık hissi yaratıyor.
Kısacası bu kutular, sadece çikolata değil, güven, aidiyet ve mutluluk taşıyor.
Markadan İlham Veren Bir Yaklaşım
Eti’nin bu jesti, pazarlama ya da iç iletişim stratejisi olmaktan öte, insan odaklı bir kurumsal yaklaşım örneği. Günümüzde şirketlerin sürdürülebilir başarısı sadece rakamlarla değil, çalışan memnuniyeti ve sosyal duygularla da ölçülüyor. Bu yüzden bu tarz içten uygulamalar, markaların uzun vadeli itibarı açısından altın değerinde.
Özellikle Z kuşağı ebeveynleri ve genç çalışanlar için, bu tarz küçük dokunuşlar büyük anlamlar taşıyor. İnsanlar artık maaş kadar önem verdikleri başka şeyleri de sorguluyor:
👉 “Çalıştığım yer beni gerçekten önemsiyor mu?”
Eti’nin verdiği yanıt ise çok net: Evet. Hem seni hem aileni önemsiyoruz.
Bu da markaya sadece çalışan gözünde değil, toplum gözünde de artı puan kazandırıyor.
Küçük Bir Kutu, Büyük Bir Anlam
Eti’nin karne günü sürprizi, basit bir kutunun ötesinde bir değer taşıyor. Hem çocukları sevindiren, hem ebeveynleri gururlandıran hem de şirketin kültürel gücünü yansıtan bu uygulama; örnek alınacak bir insan kaynakları yaklaşımı.
Bugünün iş dünyasında başarılı olmanın yolları sadece verimlilikten geçmiyor. Sevgi, empati ve duygu da kurumsal başarının yapı taşları arasında. Eti’nin yaptığı da tam olarak bu: Küçük bir jestle büyük bir iz bırakmak.