Kadın liderlerin iş yükü, kariyer basamaklarını tırmandıkça hafiflemek yerine ağırlaşıyor. KPMG’nin 53 ülkede yürüttüğü araştırmaya göre kadın yöneticilerin büyük bir bölümü haftada 50 saatten fazla çalışıyor, bazıları ise 80 saati bile aşıyor. Üstelik bu yoğun tempoya rağmen ev işleri, çocuk bakımı ve sosyal sorumluluklar da onların omuzlarında kalıyor.
Raporda dikkat çeken veriler, iş yaşamı ile özel hayatın kadın liderler için nasıl iç içe geçtiğini ortaya koyuyor. Kadınların sadece iş yerinde değil, evde de lider konumunda olmaları, toplam yükün ikiye katlanmasına yol açıyor. Buna rağmen üst düzey kadın liderlerin büyük çoğunluğu geleceğe umutla bakıyor ve çeşitliliğin şirketler için stratejik bir avantaj olduğuna inanıyor. Kadın liderlerin iş yükü hakkında detaylar yazımızın devamında yer alıyor.
Kadın Liderler Hem İşte Hem Evde Çifte Mesai Yapıyor
KPMG’nin araştırmasına göre kadın liderlerin %56’sı haftada 50 saatten fazla çalışıyor. Katılımcıların dörtte biri ise haftada 80 saatten fazla çalıştığını bildiriyor. Bu yoğun tempo, yalnızca iş hayatıyla sınırlı kalmıyor. Aynı kadın liderler haftada ortalama 20 saat ev işi yaptıklarını söylüyor. Böylece toplam iş yükü haftada 100 saati bulabiliyor.
Araştırma, kadın liderlerin yalnızca %4’ünün evdeki sorumlulukları partnerlerine devredebildiğini, %38’inin ise ev işlerinin ana sorumlusunun kendileri olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, lider kadınların iş-yaşam dengesini sağlamakta neden zorlandıklarını net bir şekilde açıklıyor.
Bu tabloya rağmen kadınların %46’sı kendi şirketleri dışında da aktif görevler üstleniyor. Yönetim kurulu üyelikleri, kadın ağları başkanlığı gibi sorumluluklar da onların ajandasında yer alıyor.
Kadın Liderler Ekip Odaklı ve Stratejik Liderlik Benimsiyor
Araştırmada öne çıkan bir diğer konu, kadın liderlerin benimsediği liderlik tarzı. Katılımcıların %55’i ekip odaklı, stratejik liderliği tercih ederken, sadece %2’si katı hiyerarşik bir yönetim anlayışını destekliyor. Bu yaklaşım, günümüz iş dünyasının gereksinimlerine daha uygun ve daha kapsayıcı bulunuyor.
Kadın liderler aynı zamanda kariyer gelişimlerini kendi şirketleri içinde gerçekleştirmek istiyor. Ancak %80’i daha iyi bir pozisyon için geçmişte en az bir kez iş değiştirmiş. Gelecekte bu zorunluluğun azalacağını ve şirket içinde terfinin daha ulaşılabilir olacağına inanıyorlar.
Cinsiyet eşitliğinin büyümeyi tetiklediğine inanan kadın liderlerin %75’i, C-seviye yönetici rollerinde denge sağlanmasının şirket hedeflerine ulaşmayı kolaylaştıracağını düşünüyor.
Dijital Dönüşüm ve Risk Yönetiminde Temkinliler
Kadın liderlerin teknoloji ve dijitalleşme konusunda da özgün bir yaklaşımı var. Katılımcıların %59’u dijital dönüşümde ilk hareket eden olmak istemiyor, temkinli bir strateji izliyor. Buna karşın %76’sı dijital yatırımlar konusunda daha hızlı davranmaları gerektiğini kabul ediyor.
Siber saldırılar konusunda %64’ü hazırlıklı hissettiğini belirtirken, ekonomik belirsizlik, tedarik zinciri sorunları ve yetenek açığı en önemli tehditler olarak sıralanıyor. Yani kadın liderler, dijital dönüşümü bir fırsat olarak görüyor; ancak bu süreci aceleye getirmemekte kararlılar.
Bu yaklaşım, kısa vadeli riskleri minimize etmeyi hedefleyen ve sürdürülebilir başarıyı amaçlayan bir liderlik vizyonunu temsil ediyor. Kadın liderler hızdan çok sağlam adımlara öncelik veriyor.
Kadın Liderlerin İş Yükü Eşitlenmeli
Kadın liderlerin iş yükü yalnızca yoğun değil, aynı zamanda çok katmanlı. Üst düzey yönetimde yer alan kadınlar, profesyonel hayatın yanı sıra ev hayatının da ana taşıyıcısı olmak zorunda kalıyor. Üstelik bu zorlu tempoya rağmen şirket dışı sorumlulukları da üstleniyorlar. Bu tablo, kadınların yalnızca “lider” değil, aynı zamanda “çok görevli” bir yapıda çalıştığını gösteriyor.
Çeşitlilik, kapsayıcılık ve eşitlik konularında ciddi ilerlemeler kaydedilse de, gerçek anlamda sürdürülebilir bir dönüşüm için kadınların üzerindeki yükün daha adil bir şekilde paylaşılması gerekiyor. Kadın liderlerin, sadece iş dünyasına değil, topluma da kattığı değeri artırmak için destekleyici politikalar kaçınılmaz görünüyor.
Kadın liderlerin iş yükü, sadece profesyonel hayatlarında değil, özel yaşamlarında da büyük bir baskı yaratıyor. Haftalarca süren uzun çalışma saatleri, ev ve aile sorumluluklarıyla birleştiğinde, bu durumun sürdürülebilirliği sorgulanıyor. İş dünyasında daha fazla destek ve esnek çalışma modelleri geliştirilmediği sürece, kadın liderlerin üzerindeki bu ağır yük hafifleyecek gibi görünmüyor. Kurumlar, kadın liderlerin iş yükünü azaltmak ve iş-yaşam dengesini sağlamak için yenilikçi çözümler geliştirmeli. Böylece hem verimlilik artar hem de kadınların kariyerlerinde daha uzun vadeli ve sağlıklı başarılar elde etmeleri mümkün olur. Bu, sadece kadın liderler için değil, şirketlerin genel başarısı için de kritik bir faktör olarak öne çıkıyor.
Kadın liderlerin iş yükü benzeri içeriklere buradan ulaşabilirsiniz.