Ofise Dönüş 2025: CEO’ların %79’una Göre Uzaktan Çalışma Bitecek

Ofise Dönüş

Ofise dönüş, KPMG’nin 2024 sonbaharında gerçekleştirdiği küresel CEO araştırmasının en dikkat çeken başlıklarından biri oldu. Ankete katılan 1.300 üst düzey yöneticinin %79’u, önümüzdeki üç yıl içinde uzaktan çalışmanın sona ererek tam zamanlı ofise dönüş yapılacağını düşünüyor. Bu oran sadece birkaç ay önce %34 seviyesindeydi. Pandemi sonrası iş dünyasının benimsediği esnek çalışma düzeni artık sorgulanıyor ve şirketler, çalışanlarını yeniden fiziksel ofis ortamına çağırma konusunda daha kararlı adımlar atıyor.

Amazon gibi teknoloji devlerinin, çalışanlarını haftada beş gün ofise çağırma kararları, ofise dönüş trendini tetikleyen temel etkenlerden biri olarak öne çıkıyor. CEO’ların %86’sı, çalışanların bu dönüşe uyum sağlaması için maaş artışları, terfiler ve özel görevlerle teşvik edeceklerini belirtiyor. Ancak bu, uzaktan çalışmayı tercih eden çalışanların bu tür avantajlardan mahrum kalabileceği anlamına da geliyor. Bu gelişmeler, kurumsal rollerin tekrar fiziki mekâna taşınacağı yeni bir dönemi işaret ediyor.

Demografik Farklılıklar Ofise Dönüş Beklentisini Nasıl Etkiliyor?

KPMG’nin verilerine göre, ofise dönüş beklentisi CEO’ların yaş gruplarına göre değişkenlik gösteriyor. 60-69 yaş arası CEO’ların %87’si tam zamanlı ofis düzenine dönüşü desteklerken, bu oran 50-59 yaş arasında %83, 40-49 yaş aralığında ise %75 seviyesinde. Ayrıca, erkek CEO’ların %84’ü ofise dönüş konusunda net bir pozisyondayken, kadın CEO’ların %78’i aynı görüşü paylaşıyor.

Bu istatistikler, yönetici yaş ve cinsiyet gruplarının çalışma kültürü üzerindeki etkilerini de gözler önüne seriyor. Yaşça büyük yöneticiler, geleneksel yönetim anlayışına daha yakın dururken, genç liderler daha esnek modelleri desteklemeye yatkın. KPMG International Küresel İnsan Kaynakları Başkanı Nhlamu Dlomu, “Çalışanların beklentilerini göz ardı eden liderler, uzun vadede şirket bağlılığında sorun yaşayabilir” diyerek, liderlerin yeni çalışma kültürlerine adapte olmaları gerektiğini vurguluyor.

Bu bağlamda, liderlerin yalnızca operasyonel verimliliğe değil, çalışan memnuniyetine de odaklanması kritik önem taşıyor. Ofise dönüş, sadece fiziksel bir değişim değil, kurum içi kültürün yeniden yapılandırılması anlamına da geliyor.

Hibrit Modeller Ofise Dönüşü Yavaşlatabilir mi?

Hibrit çalışma modeli, pandemi sonrası yükselen bir trend olsa da, ofise dönüş sürecinde farklı bir boyut kazanıyor. KPMG raporuna göre, yalnızca ofis bazlı çalışan şirketlerin %82’si şu anda işe alım yaparken, hibrit model uygulayan şirketlerin %87’si aktif işe alım sürecinde. Bu da hibrit modelin şirketlere daha geniş bir yetenek havuzu sunduğunu gösteriyor.

Öte yandan, hibrit çalışanların daha üretken olduğu görüşü CEO’ların %38’i tarafından dile getiriliyor. Yüksek üretkenliğin yanı sıra çalışan bağlılığı, düşük işten ayrılma oranı ve daha düşük ofis maliyetleri de hibrit modellerin artı hanesine yazılıyor. Ancak bu avantajlara rağmen, birçok yönetici ofisin sunduğu fiziksel etkileşim, ekip içi koordinasyon ve kurum kültürü gibi değerlerin kaybolduğunu savunuyor.

Hibrit model, ofise dönüş sürecini geciktirebilir ancak tamamen engelleyemeyebilir. Özellikle büyük ölçekli kurumlar, iş takibi ve yönetim açısından fiziksel varlığı daha değerli görüyor. Bu noktada kurumlar, çalışanların esneklik talepleriyle operasyonel beklentiler arasında bir denge kurmak zorunda kalacak.

Ofise Dönüşün Geleceği: Yeni Bir İş Kültürü Mümkün mü?

Pandemi, iş yapış biçimlerini kökten değiştirdi. Ancak son veriler, bu değişimin kalıcı olmayabileceğini gösteriyor. Ofise dönüş, sadece bir çalışma modeli değişikliği değil; aynı zamanda yeni bir liderlik anlayışını da beraberinde getiriyor. KPMG’nin raporunda yer alan verilere göre, CEO’ların %79’u uzaktan çalışmanın üç yıl içinde sona ereceğini öngörse de, bu geçişin nasıl yönetileceği konusu halen belirsizliğini koruyor.

Gelecekte başarılı olacak şirketler, çalışanlarına seçim şansı tanıyan, motivasyon odaklı ve adaptasyon yeteneği yüksek yapılar kurmak zorunda kalacak. Çalışanlar için uzaktan çalışmanın sunduğu yaşam dengesi, zaman yönetimi ve özgürlük alanı önemli olmaya devam edecek. Bu nedenle, ofise dönüş sürecinin zorlayıcı değil, kademeli ve anlayış temelli bir geçişle yönetilmesi gerekiyor.

Sonuç olarak, ofise dönüş iş dünyasında kaçınılmaz bir gündem haline gelmiş durumda. Ancak bu dönüşün başarıya ulaşması, sadece fiziksel varlıkla değil; kurum kültürü, liderlik biçimi ve çalışanlarla kurulan bağ ile de şekillenecek. Şirketlerin bu süreci doğru yönetmeleri, gelecek üç yılın rekabet avantajını doğrudan belirleyecek.

Benzer içeriklere buradan ulaşabilirsiniz.

Önceki Yazı

Z Kuşağı ve İş Performansı: 3 Kritik Zorluk ve Çözüm Önerisi

Sonraki Yazı

5 Adımda Anı Yaşa Tüketici Davranışına Uyum Sağlamak