Kuşaklara göre emeklilik, yalnızca yaşa bağlı bir planlama süreci olmaktan çıktı. Artık her kuşağın ekonomik koşulları, yaşam beklentileri ve zihinsel sağlığı bu süreci derinden etkiliyor. Transamerika Emeklilik Çalışmaları Merkezi‘nin gerçekleştirdiği araştırma, Z kuşağından Baby Boomers’a kadar dört farklı kuşağın emekliliğe bakışını çarpıcı verilerle ortaya koyuyor. Bu araştırma, kuşaklara göre emeklilik alışkanlıklarının yalnızca finansal değil, aynı zamanda psikolojik bir arka plana da sahip olduğunu gösteriyor.
Z kuşağı için erken yaşta başlayan birikim yolculuğu, ekonomik zorluklar ve zihinsel baskılarla şekilleniyor. Y kuşağı ise öğrenci borçları, pandemi süreci ve aile yükümlülükleriyle sıkışmış durumda. X kuşağı, bireysel emeklilik sistemine geç adapte olsa da şimdi zamanı telafi etme çabasında. Baby Boomers ise her şeye rağmen hayatla barışık; geç başladılar ama mutlular.
Kuşaklara göre emeklilik planlaması yapılırken yalnızca birikim miktarına değil, aynı zamanda kişinin ruhsal dayanıklılığına ve sosyal destek sistemlerine de dikkat etmek gerekiyor. Her kuşağın karşı karşıya kaldığı zorluklar farklı; dolayısıyla çözüm yolları da farklılaşmalı. Bu yazıda, dört ana kuşağın emeklilik serüvenine odaklanacağız ve kuşaklara göre emeklilik sürecindeki farklılıkları, nedenlerini ve sonuçlarını detaylıca inceleyeceğiz.
Z Kuşağı: Erken Başladı Ama Zorlanıyor
Z kuşağı, emeklilik bilincine en erken yaşta erişen nesil. Transamerika’nın verilerine göre Z kuşağı ortalama 19 yaşında emeklilik için birikim yapmaya başlıyor. Ancak bu çaba, büyük ölçüde zorlayıcı koşullar altında gerçekleşiyor. Kuşaklara göre emeklilik eğilimlerinde Z kuşağı, istikrarsız iş piyasası ve yüksek yaşam maliyetleri nedeniyle oldukça zorlanıyor. Ortalama emeklilik birikimleri 29 bin dolar civarında olsa da, bu miktar güvenli bir gelecek için yeterli değil.
Z kuşağının yıllık gelirlerinin yaklaşık yüzde 20’sini birikime ayırması umut verici bir istatistik. Ancak buna rağmen, yüzde 57’si geçim sıkıntısı çekiyor, yüzde 30’u birden fazla işte çalışıyor. Yüzde 72’si fiziksel sağlığını iyi olarak tanımlarken, yüzde 71’i akıl sağlığı konusunda endişeli. Bu kuşakta, finansal baskılarla zihinsel yıpranmışlık neredeyse iç içe geçmiş durumda.
Emeklilik planlarını sürdürmekte zorlanan Z kuşağı, aynı zamanda teknolojik yeterlilik ve bilgi erişimi açısından avantajlı. Ancak bu avantaj, ekonomik dengesizlikleri tam anlamıyla dengelemeye yetmiyor. Kuşaklara göre emeklilik yaklaşımları içinde Z kuşağı en planlı ama en kırılgan grup olarak öne çıkıyor.
Y Kuşağı: Geç Başladı, Sıkışmış Hissediyor
Y kuşağı, kuşaklara göre emeklilik sürecinde en çalkantılı döneme denk gelen kuşak. Ortalama 25 yaşında emeklilik için birikim yapmaya başlayan bu grup, 2008 küresel krizi ve pandemi gibi büyük ekonomik türbülanslara şahit oldu. Öğrenci kredileriyle başlayan iş hayatı, onları mali açıdan sınırlı ve stresli bir pozisyona itti. Ortalama birikimleri 49 bin dolar civarında; bu, Z kuşağına göre daha yüksek ama yine de yeterli değil.
Y kuşağının yüzde 45’i ek iş yaparken, yüzde 21’i iki veya daha fazla işle geçinmeye çalışıyor. Neredeyse yarısı geçim sıkıntısı çektiğini belirtiyor. Bu kuşakta emeklilik planı yapanların yüzde 24’ü birikimlerini bozmak zorunda kaldığını ifade ediyor. Ayrıca kariyer, çocuk bakımı ve yaşlanan ebeveynler arasında kalmaları da bu kuşağın yükünü artırıyor.
Y kuşağı, kuşaklara göre emeklilik denkleminde “ara geçiş” rolünü üstleniyor. Bir yandan ebeveynlerine kıyasla daha geç birikime başlamış olmaları, diğer yandan Z kuşağı kadar erken farkındalığa sahip olmamaları bir dezavantaj. Buna rağmen dijitalleşme, girişimcilik ve yan gelir kaynaklarıyla çözümler üretmeye çalışıyorlar. Akıl sağlığı açısından da büyük risk altında olan Y kuşağı, kuşaklara göre emeklilik planlamasında sosyal destek politikalarına en çok ihtiyaç duyan grup olarak öne çıkıyor.
Kuşaklara Göre Emeklilik: Farklı Yaşlar, Ortak Endişeler
X kuşağı ve Baby Boomers ise kuşaklara göre emeklilik deneyiminde “geç kalan ama umutlu” kuşakları temsil ediyor. X kuşağı, emeklilik planlarına 30 yaş civarında başlıyor. Yüzde 81’i bireysel emeklilik planına dahil olmuş durumda. Ortalama birikimleri 82 bin dolar olsa da, yalnızca yüzde 17’si emeklilikte rahat edeceğine inanıyor. Bu kuşak için en büyük kaygı, sosyal güvenlik sisteminin geleceği. Yüzde 80’i emeklilik döneminde bu sistemin yanlarında olmayacağını düşünüyor.
Baby Boomers kuşağı ise 35 yaşından sonra emeklilik planlarına başlasa da bugün en yüksek ortalama birikime sahip grup. Ortalama 289 bin dolarlık emeklilik fonuna ve 25 bin dolarlık acil durum birikimine sahipler. İlginç şekilde, geç başlamalarına rağmen yüksek bir yaşam memnuniyeti bildiriyorlar. Yüzde 90’ı genel olarak mutlu olduğunu, yüzde 85’i ise yaşamda bir amaç duygusuna sahip olduğunu söylüyor.
Kuşaklara göre emeklilik söz konusu olduğunda net bir biçimde görülen şey şu: Her kuşağın farklı başlangıç noktaları, farklı ekonomik koşulları ve psikolojik eğilimleri var. Ancak endişeler ortak: Gelecekte yeterli gelire sahip olabilecek miyim? Sosyal güvenlik sistemleri beni destekleyecek mi? Sağlığımı ve yaşam kalitemi koruyabilecek miyim?
Bu nedenle emeklilik planlaması artık yalnızca sayısal değil, bütünsel bir yaklaşım gerektiriyor. Kuşaklara göre emeklilik stratejileri, yalnızca bugünün değil, yarının da refahını inşa etmeli.
Beğenebileceğiniz diğer araştırmalar buradan ulaşabilirsiniz.