2024: Tarihin sadece bir yılı değil, küresel dönüşümlerin hız kazandığı kritik bir dönem
2024 yılı, sadece bir takvim yılı olmaktan çıkıp siyaset, teknoloji, kültür ve iklim gibi alanlarda derin dönüşümlerin ve paradigma değişimlerinin yaşandığı kritik bir eşik haline geldi. Popülizmin yükselişi, yeni güç dengeleri ve toplumsal hareketlerin etkisiyle dünya, alışılmışın dışında bir değişim sürecine girdi. Bu yıl yaşanan gelişmeler, dünyanın artık alıştığımızdan çok daha farklı bir yöne evrildiğini net biçimde ortaya koyuyor.
Popülizmin güç kazanması, yapay zekânın hayatımızda derinlemesine yer bulması, sürdürülebilirlik konularının yeni bir evreye geçişi ve Z kuşağının değişen değer anlayışı… 2024, sadece yaşanan olayların kronolojisiyle değil, bu olayların arkasındaki toplumsal ve kültürel dinamiklerle de anlam buldu. Ipsos 2025 Almanak’ı, global çapta yaşanan bu önemli gelişmeleri verilerle ve derin analizlerle aktarıyor.
2024’ün öne çıkan olayları
Teknolojiden siyasete, sanattan spora kadar birçok alanda yaşanan dikkat çekici gelişmeler, sadece haber başlıklarını değil, küresel çapta yarattığı toplumsal, ekonomik ve kültürel etkileri de gözler önüne seriyor.
-
Neuralink’in ilk beyin çipi implantı: Elon Musk’ın Neuralink projesi ilk kez bir insana beyin çipi yerleştirdi. Engelli bireyler için umut vaat eden bu adım, aynı zamanda etik ve gizlilik tartışmalarını da beraberinde getirdi.
-
Kral Charles ve Prenses Kate’in kanser teşhisi: Dünyada en büyük sağlık sorunlarından biri olarak ruh sağlığı ön plana çıktı; özellikle genç kadınlar arasında ruhsal sorunlar daha belirgin.
-
Dünya Kadınlar Günü ve cinsiyet eşitliği: Kadın hakları mücadelesinde 113 yıl geçmesine rağmen eşitlik tam sağlanamadı, bazı ülkelerde geleneksel roller devam ediyor.
-
Taylor Swift Forbes milyarderler listesinde: Genç yıldızın milyarderler arasına girişi, gelir eşitsizliği tartışmalarını artırdı; gençler bireysel çabanın yeterli olmadığını düşünüyor.
-
Hindistan seçimleri ve popülizm: Başbakan Modi’nin vaatleri tartışma yaratırken, popülist liderlere ilgi tüm dünyada artmaya devam etti.
-
“Brat” albümü ve “anı yaşama” trendi: Charli XCX’in albümü, geleceğe dair kaygılarla başa çıkma yöntemlerinden biri olarak anı yaşama kültürünü yansıtıyor.
-
Venedik Bienali ve göç teması: Göç ve kimlik konuları ele alınırken, mültecilere destek ile şüphecilik arasındaki ayrım derinleşti.
-
Paris 2024 Olimpiyatları: Dünya genelinde birlik ve beraberlik simgesi olarak kabul edilirken, etkinliklerin spora teşvik gücü tartışmalı kaldı.
-
DSÖ ve TikTok iş birliği: Yanlış bilgiyle mücadelede dijital platformlar önem kazanırken, dezenformasyonla başa çıkma konusunda küresel güven sorunu devam ediyor.
-
BRICS Zirvesi: Çok kutuplu dünya düzeni güçlenirken, küresel gerilimler de gündemde yer aldı.
-
COP29 ve iklim krizi: İklimle mücadelede acil adımlar çağrısı yapıldı; genç nesillerde ise umutsuzluk hissi arttı.
-
Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Günü: Yolsuzluk hâlâ en büyük kaygılar arasında yer alıyor; politikacılar ve iş dünyasına duyulan güven düşük.
Üretken yapay zekâ devrimi
Ipsos raporu, üretken yapay zekânın kişisel bilgisayar ve internet devrimlerine eşdeğer büyük bir dönüşüm yarattığını vurguluyor. Yapay zekâ, geçici bir trend olmaktan öte, çalışma ve iletişim biçimlerimizi kökten değiştiriyor.
Ipsos AI Monitor verilerine göre, kullanıcıların yüzde 53’ü yapay zekâdan heyecan duyarken, yüzde 50’si endişelerini dile getiriyor; özellikle veri güvenliği ve etik kaygılar ön planda. Ipsos, yapay zekânın sorumlu kullanımı için “Gerçeklik, Şeffaflık ve Güven” ilkelerini temel alıyor.
Z kuşağı ve cinsiyet farklılıkları
1996-2012 doğumlu Z Kuşağı, sosyal medya etkisiyle heterojen ve dinamik bir yapı sergiliyor. Ipsos’un araştırması, bu kuşakta belirgin cinsiyet ayrışmaları olduğunu ortaya koyuyor:
-
Genç kadınlar, daha ilerici görüşlere sahipken, genç erkekler bazı konularda daha muhafazakâr olabiliyor.
-
Erkeklerin nostalji duygusu kadınlara göre daha yüksek; “Ülkem eskisi gibi olsaydı” diyenlerin oranı erkeklerde yüzde 62, kadınlarda yüzde 50.
-
Markalar, bu heterojen yapıyı anlamak ve hedefe yönelik esnek stratejiler geliştirmek zorunda.
ESG tartışmaları: Bitiyor mu, dönüşüyor mu?
Çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterleri, 2023’te iniş çıkışlarla geçti. Büyük şirketler sürdürülebilirlik hedeflerinde geri adımlar atarken, daha gerçekçi ve odaklı yaklaşımlar benimsedi. Financial Times’ın “ESG öldü, yaşasın ESG” makalesi, kârlılık ve sürdürülebilirlik arasındaki gerilimi gözler önüne serdi.
Ipsos’un 2025 ESG raporu, liderlerin yüzde 55’inin ESG taahhütlerinde zayıflama gördüğünü ancak yüzde 90’ının ESG’nin iş yapış şekillerini değiştirdiği görüşünde olduğunu gösteriyor. Avrupa’da önemli sürdürülebilirlik raporlama yükümlülükleri başladı ancak düzenlemelerde ertelemeler yaşandı.
Küresel halkın büyük çoğunluğu çevresel felaket tehdidinin farkında; şirketlerden daha fazla çevre sorumluluğu bekliyor. AB’nin sera gazı emisyonlarını azaltma başarısı ve enerji tüketimini azaltmaya odaklanan şirketler, umut veren gelişmeler arasında.
Popülizm ve siyasi kutuplaşma
2024’te 70’ten fazla ülkede yaklaşık 4 milyar kişi oy kullandı; bu büyük siyasi deneyim popülizmin yükselişini teyit etti. Popülizm, elit karşıtı söylemi ve halkın memnuniyetsizliğini siyasi güce dönüştürme stratejisi olarak öne çıktı.
ABD’de Trump’ın yeniden seçilmesi, Birleşik Krallık’ta Muhafazakârların kaybı, Meksika ve Endonezya gibi ülkelerde popülist liderlerin yükselişi, bu trendin göstergeleri. Ekonomik krizler ve sosyal değişimler, popülist hareketlerin temelini oluşturuyor.
Ipsos Almanak 2024, bu popülist dalganın kısa vadede bitmeyeceğini ve artan siyasi kutuplaşmanın devam edeceğini öngörüyor. Bu durum, siyasetin politikaların ötesinde kimlik ve değer çatışmalarıyla şekillendiğini gösteriyor.
Markalar için bağlamın önemi
2024, markaların sadece ürün kalitesi değil, doğru bağlamı yakalamalarıyla da başarılı olacağı bir yıl oldu. Ipsos verileri, insanların yüzde 77’sinin markalara güven duyduğunu, bunun politikacılar ve medyaya göre çok daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Yapay zekâ yaratıcılığı destekliyor, empati odaklı kampanyalar marka tercihlerini artırıyor, gerçekçi temsiller ise marka bağlılığını güçlendiriyor. Örnekler arasında IKEA, Dove ve Deutsche Telekom’un kampanyaları öne çıkıyor.
Büyük ekonomilerde dönüşüm
Ipsos 2025 Almanak, Brezilya, Çin, Fransa, Hindistan ve Birleşik Krallık gibi büyük ekonomilerdeki toplumsal ve ekonomik değişimleri detaylı inceliyor:
-
Brezilya: Suç, sağlık ve iklim kaygıları artıyor; sosyal medya yaygın ancak teknolojiye olumsuz bakış da fazla.
-
Çin: Ekonomik büyüme sürüyor, geleneksel kültür ile teknoloji birleşiyor; elektrikli araçlar yaygınlaşıyor.
-
Fransa: Popülizm ve ekonomik zorluklar tüketici davranışlarını etkiliyor; Olimpiyatlar ulusal morali güçlendirdi.
-
Hindistan: Büyük altyapı yatırımları, yüksek tüketici güveni; iklim farkındalığı görece düşük.
-
Birleşik Krallık: Enerjide dönüşüm devam ederken, sağlık ve göç politikalarında huzursuzluk yaşanıyor.
Benzer içeriklere buradan ulaşabilirsiniz.